1864-1944 yılları arasında yaşamış olan bu güzel adamın mikrop kaparım diye paso eldivenle dolaşması, böbrek rahatsızlığına iyi gelir diyen doktorunu fazla ciddiyi alıp hep
bisiklet sürmesi ve çok iyi
reçel yapması falan işin magazin boyutu, bu adamı eşsiz kılan, muhteşem bir yazar oluşu!
dün gece
ben deli miyim adlı kitabını okumaya başladım, abartmıyorum, daha ilk bölümde hemen ciddi bir oturuş pozisyonuna geçip "muhteşem bir kitap okuyacağım ve müthiş bir yazarla tanışacağım" dedim. malum,
türk eğitim sistemi sik sik şeyler üzerine kurulu. haliyle, çok iyi bir yazarı siz özel çabanızla ancak bulabiliyorsunuz. tamam,
ahmet hamdi tanpınar,
yakup kadri karaosmanoğlu,
yusuf atılgan,
peyami safa,
sabahattin ali,
orhan kemal,
kemal tahir... hatta ve hatta
oğuz atay var ama bu adamın tarzı ve üslubu kusursuza yakın. muazzam! yani, bir de yazdığı her şeyi
osmanlı imparatorluğu'nun son dönemi ve
türkiye cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde yazmış olduğunu hesaba katrak değerlendirirsek eğer, eşsiz!
ömrünün neredeyse tamamını
veremden ötürü gittiği
heybeliada'da geçirmesi ve yine veremden ölmesi üzücü.
***
ekleme & ekstra şahsi fikir:
insanlardan ve
devlet kavramının direkt kendisinden midesi bulanıyordu. bundan adım gibi eminim. öyle olmasa, daha 1920'lerde yazdıkları yüzünden mahkeme mahkeme uğraşmazdı.
eşsiz bir yazar. okumadan ölmeyin!
***
görünüm olarak aşırı mülayim bir tipe benziyor. gel gör kitapları ahaha
şu;
gorsel